• KEDİ VEYA TERÖRİST OLMAK NASIL BİR ŞEYDİR?
    Apr 19 2025

    Bir varlık ne zaman özne olur? Konunun merkezinde olmak, hakkında bahsedilen “şey” olmak onun özne olmasını sağlar mı? Ya da diyelim öznenin o olduğunda hemfikiriz peki öznenin de kendisi hakkında konuşma hakkı var mı? Ya da bizler bu tarz bir etik değerlendirme yapıyor muyuz? Bir şey hakkında ya da birisi hakkında konuşurken yargıda bulunurken “bir de onu” dinliyor muyuz? Bu bölümde görünmek meselesini ele aldık. Bir şeyin görülmesinin çeşitliliği, bu çeşitliğin bir zenginlik doğurabilecekken nasıl büyük bir hapishane yarattığını konuştuk. Ve tabii ki çoğulculuğa engel olan her şeyin faşizmle alakasını paylaştık.

    Birgün uyandığımızda ne kedi olmakla ne terörist olmakla suçlanmayacağımızın bir garantisi yok. Damgalama sistemi harıl harıl çalışıyor, barış çemberi ise biz de çalışalım ve tanışalım diyor.


    Show More Show Less
    20 mins
  • İHEB 28.MADDE VE BARIŞMIŞ BİR ATMOSFERDE BÜYÜME HAKKI
    Feb 26 2025

    Sorumuz basit savaşın içinde barış olur mu? Bozuk düzenin içinde haklar tayin olur mu? Hakların tesisi için hakları tayin eden düzen de bir haktır. Bu bölümde düzendeki çarpıklığın şiddeti meşrulaştırması üzerine ve bunun çocuk haklarını bir tür boş göstergeye düşürmesine değindik. Çocukları barışçıl büyüme atmosferinden mahrum bırakan herkese biraz kırgın ve kızgın bir yerden saha notlarından sahici karşılaşmalardan selam getirdik.

    Show More Show Less
    18 mins
  • UNUTMAK, HATIRLAMAK VE ZEYTİN AĞAÇLARI
    Jan 25 2025

    “Andolsun incire ve zeytine” Zeytin ağaçlarının tanıklığından ne öğrenebiliriz? Zeytin ağaçları neden barışın sembolü, tufanı unuttukları için mi hatırlattıkları için mi? Bu bölüm barıştan yana olabilmek için unutmanın ve hatırlamanın sınırlarını gözden geçirdik, tekil hayatlardan ve zeytin ağaçlarından ilham aldık.

    Show More Show Less
    17 mins
  • HAKLAR VE İŞKENCELER
    Dec 28 2024

    Hayaller ve gerçekler arasındaki ilişkinin bir yansıması haklar ve işkenceler! Burada ne olduğuna dair dikkatli bir sorgulama bekliyor bizi. Haklar ve ihtiyaçların arayüzünü incelemeye, haklar ve ödevler arasındaki anlaşmayı tartışmaya en nihayetinde de bu cendereden çıkmak için bir ihtimal olarak umut ve mücadeleye tutunmaya davet.

    Show More Show Less
    22 mins
  • “BARIŞ İSTİYORSAN, BARIŞA HAZIRLIKLI OL!”
    Dec 7 2024

    Barış isteğimizin savaşa hazırlığa ikna edildiği bir dünya burası. Savaş pratiğinde hayli de zengin bir birikime sahibiz ama barışa isteğimiz gerçekleşmedi gerçekleşmiyor. Savaş, savaşı, şiddet şiddeti doğuruyor. Şiddet döngüsü içinde kısılıp kalan hikayelerimize düşense sadece hayatta kalmaya çalışmak oluyor. Ama yaşamak sadece hayatta kalmaktan ibaret olmamalı, kimlik, esenlik, özgürlük ve daha bir sürü hakkımızı alarak yaşayabilmek için daha güzel bir yeryüzü için biraz da barışa hazırlıklı olmaya çalışmayı deneyelim mi?

    Bir barış pratiği olarak buradayız, konuşuyoruz.


    Show More Show Less
    15 mins
  • “İktidar, halkındır” Sihirli Kuşun Büyüleyici Öyküsü
    Nov 23 2024

    “İktidar, halkındır.” Belki de halkların her an yeniden yükseltmesi gereken bir sözdür bu. Peki bu söz nasıl yükselir? Bir halkın iktidarını elde etmek için vermesi gereken mücadeleler nedir, bu mücadeleyi barışçıl kılma pratikleri nelerdir? Daha önemlisi bir halk kimlerden oluşur ? Tüm bu soruları bir masalın etrafında yeniden soracağız bu bölümde.

    Show More Show Less
    15 mins
  • “NE MUTLU BARIŞI SAĞLAYANLARA”
    Nov 9 2024

    Aktörler, hakkıyla oynayanlardır. Barışı sağlayan aktörler ise, sorular sorarak, konuşarak, diyaloğu koruyarak, öteki ile kendisini arasında gidip gelerek hareketi canlı tutarak oynayanlardır. Bu bölümde Ursula K.Le Guin’in ve Likya yolunun rehberliğinde, barışı sağlayanların özelliklerine ve barışı sağlayan aktörlere alan açan halklara dair bir sorular soruyoruz.

    Show More Show Less
    14 mins
  • Açık Radyo kapalıysa ve biz açıksak…
    Oct 28 2024

    “Dünyadaki ruhlar kadar Allah’a giden yol vardır.” diye başlar Bab Aziz filmi. Yollar, sesler nereye gider? Kim korkar seslerin, yolların çokluğundan? Herkesin sadece kendi yoluna gelmesini isteyen diğer tüm yolları da kapar, sesleri de kısar, varlığa da zulmeder. Ama ferman padişahınsa, yollar bizimdir, sesler bizimdir, bu sebeple bizim yürümediğimiz yolları da, dinlemediğimiz seslerin de açıklığını savunmalı, varsa o sesle bir kavgamız açık açık onunla muhatap olmalıyız. Ama evvela kapatmaya itiraz, açıklığa eyvallah demeliyiz. Çünkü barış ancak apaçıklığın armağanı olabilir, apaçıklığın imkanı da açıklıktır.

    Show More Show Less
    7 mins