Teknoloji sadece Türkiye’de yaklaşık 9 milyon engelli birey için otonomi sağlayarak tek başına yaşam kalitesini doğrudan desteklediği gibi sosyal yaşantıya dahil olmalarını da kolaylaştırıyor. Peki engelli bireyle teknolojiyi kullanabiliyor mu? Engelli dostlarımız akıllı telefonlarının yerleşik unsurları olarak hizmete sunulan ekran okuyucu gibi destek teknolojileri vasıtasıyla söz konusu teknolojileri bir çoğumuzdan daha iyi kullanabiliyorlar. Ancak dijital platformlarımız maalesef hiç de erişilebilir değil. Dijital erişilebilirliği desteklemek etik bir zorunluluk, ancak konu sadece kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin sınırları içine konumlandırılamayacak kadar önemli. Engelli kullanıcılar için nitelikli kullanıcı deneyimi sunmak şeklinde tarif edebileceğimiz erişilebilirlik adına neler yapılmalı? İhtiyaçlar, kısa ve uzun vadeli çözümler nelerdir?

Kullanıcı deneyimi güçlü bir literatür ve çok paydaşlı zengin bir ekosistemle kendine yerleşik bir alan kurdu. Peki ya oyuncu deneyimi (PX)? Dijital oyunlar gibi etkileşime dayalı, yoğun deneyim mecralarında bu bilgi ne kadar devreye giriyor? UX dünyası bu kadar köklü ve güçlüyken oyun tasarımında oyuncu deneyiminin ölçümü ve tasarımı üzerine ne kadar kafa yoruluyor? Oyun dünyası Türkiye'de de büyük bir hızla gelişirken bu konuda neden geriden geliyor? Eksikler nedir? Hem sektörde, hem de akademide neler yapılmalı? Bugün bu soruları sormaya ve cevaplar aramaya ihtiyacımız var, çünkü oyun dünyası bugün en hızla büyüyen ekosistemlerden birisi ve merkezindeki biricik unsur oyuncunun bizzat kendisi!

Konuk: Dr. Öğr. Üye. Çakır Aker, Bahçeşehir Üniversitesi Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkan Yardımcısı, Bahçeşehir Üniversitesi Oyun Laboratuvarı (BUG Lab) koordinatörü

Yapay zeka ne zaman ürünleşebilecek? Tek bir sesli süper asistan üzerinden her türlü talebimize cevap veren majör bir ürüne mi dönüşecek, yoksa ses-video üretimi vb. belirli dikeylere özel farklı ürünlerle mi hayatımıza dahil olacak? Ya da uzun bir süre sadece büyük platformlara özel akıllı eklentiler şeklinde mi yolculuğunu sürdürecek? Hangi senaryo, ne zaman hayata geçecek? Büyük teknoloji markaları yapay zeka konusunda nasıl pozisyon alıyor? Önyargılar ve stereotiplerin önüne geçebilmiş etik, açıklanabilir, şeffaf bir yapay zeka deneyimi mümkün mü? Herkes için kullanıcı dostu olan kapsayıcı bir yapay zeka ne kadar mümkün? Önümüzdeki birkaç yıl içinde insan-teknoloji etkileşimini en çok etkileyeceğine inanılan yapay zeka alanındaki trendleri neler olacak?

Konuk: Serkan Girgin, Google Türkiye CMO

TÜİK’e göre 1,5 milyondan fazla yaşlı tek başına yaşıyor. Peki djital platformlardaki deneyim yaşlı kullanıcıların ihtiyaçları öngörülerek tasarlanıyor mu? Maalesef hayır! Yaşı ilerledikçe fiziksel kısıtları doğal olarak artan yaşlı kullanıcılar, ekranlardaki küçük puntolu düşük kontrastlı metinleri okuyamıyor, arama motorlarını kullanamıyor, kısa-uzun süreli hafıza kısıtları yüzünden satın alma gibi çok adımlı çevrimiçi işlemleri gerçekleştirmekte zorlanıyor. Bu yüzden de istekli olmalarına rağmen yaşlılar kendilerini dijital platformlardan “gönüllü olarak dışlıyor”. Peki ne yapmalıyız? Marka yöneticileri olarak bu kesime öncelikle kendi hedef kitlemiz içinde yer açarak ilk adımı atmalı, tüm platformlarımızı basit müdahalelerle onlar için kullanılabilir hale getirmeliyiz. Bu konu aktif yaşlanmayı destekleyen etik bir duruşu sahiplenmenin ötesinde, “gümüş ekonomi” kapsamında sadık müşterilere ulaşmaya imkân tanıyan bir rekabet avantajı yaratmak adına da büyük önem taşıyor.

Kullanıcı deneyimi merkezli sorunları hızla tespit edip çözüm üretmek yeterli midir? Mutlu müşteri yaratma yolunda platformlardaki mevcut kullanıcı deneyimi merkezli sorunların tespiti ve çözümü için hayata geçirilmek istenen “quick fix” yaklaşımını aşan ve meseleyi strateji seviyesinde ele alan bir bakış nasıl hayata geçirilir? Bunu hayata geçirebilenler nasıl yapıyor? Örnekler, vakalar üzerinden Türkiye'deki ilk UX Strateji direktörlerinden birisi olan konuğumuzla birlikte bu sorulara cevaplar sunuyoruz.

Konuk: İrfan Gürvardar, Entrepreneur at Nutcracker, Ex-Chief Growth Officer at Turknet, Ex Head Of Product At Ebay (YURTDIŞI BAĞLANTI)

YZ özellikle kadın, çocuk, yaşlı, engelli, farklı kültürlerden gelen ve bilişim teknolojileri konusunda deneyimsiz kullanıcılar için ne katkılar sunabilir? Doğal dil işleme ve ses tanıma teknolojilerindeki gelişmeler, kullanıcıların dijital sistemlerle daha sezgisel ve doğal bir şekilde etkileşime girmesini sağlıyor. Yapay zeka algoritmaları, bireylerin davranışlarını, tercihlerini ve ihtiyaçlarını daha iyi öğrenerek, kişi özelinde algoritmalar çalıştırarak, kullanıcı deneyimini öngörülenin ötesinde kişiselleştirme gücüne sahip olacak. Peki hiper kişiselleştirmeye uygun YZ platformları nasıl tasarlanabilir? Hiper kişiselleştirmeye uygun YZ platformları için uygun metaforlar üzerinden, doğal ve yerele ait davranış ve tutumlar sunarak kullanıcılarla bağ kuran özgün deneyimler tasarlanması gerekiyor.

Birçok kişinin ayırdında olmadığı, hatta bilmediği gerçeği konuşalım: “Kullanıcı Deneyimi ve Kullanıcı Arayüzü aynı şey değildir” . Öncelikli olan iyi bir deneyim tasarlamaktır. İyi bir deneyimin üstüne birçok farklı arayüz giydirilebilir. Kullanıcı arayüzü, kullanıcı deneyime kıyasla daha tali bir konudur. UX tasarım sürecindeki paydaşlar, süreçler nelerdir? Kullanıcı deneyimi tasarımcısı olmak için ne yapılmalıdır? Yapay Zeka deneyim tasarımını alanını nasıl değiştirecek? Kıdemli bir deneyim tasarımı lideriyle bu sorulara verilecek ilham veren cevapları arıyoruz.

KONUK: Özge Atçı, Head of Experience Design at Garanti BBVA

Akıllı telefondan sonra beklenen en büyük paradigma kırılması gerçekten de iddia edildiği gibi yeni nesil sohbet tabanlı yapay zeka platformları mı? Diyalog odaklı kullanıcı deneyimi alanında önemli bir eşiğin başında mıyız? Hayatımıza bir partner gibi dahil edebileceğimiz insansı sohbet botları tasarlamak mümkün mü? Bu sürecin neresindeyiz? Evet, algoritmalar çok yetkin ama sunulan deneyim ne kadar kullanıcı dostu?