Episodes

  • Formüller ve Tutmayan Hikâyeler
    Dec 22 2025

    Bu bölümde Meriç Demiray ile senaryo yazımında ve yaratıcı yazarlıkta formüllerin nasıl çalıştığını, nerede tıkandığını konuştuk. Anlatının ritmi, hikâyelerin neden artık tamamlanmakta zorlandığı, bazı türlerin neden ortadan kaybolduğu ve yerli dizilerde tekrar hissinin neye karşılık geldiği üzerine düşündük.

    Show More Show Less
    44 mins
  • Karanlık gerçekten karanlıkla mı aydınlanır?
    Dec 15 2025

    Türkan Şoray’ın kara gözlerinden Kürk Mantolu Madonna’nın rekor satışlarına uzanan bir hat… Ekonomik ve toplumsal çalkantı dönemlerinde yazılmış metinlerin bugünün okuruyla kurduğu bağı konuşuyoruz. Peki, karanlık gerçekten karanlıkla mı aydınlanır?

    Show More Show Less
    44 mins
  • Bir şehrin gerçekleşmemiş mimari projeleri bize ne anlatır? - Ertuğ Uçar'la yazı ve mimarlık üzerine
    Dec 8 2025

    Boğaz Köprüsü hiç yapılmamış olsaydı ne olurdu? Ya da birden eksilseydi hayatımızdan? Herkes kendi kıtasına mı çekilirdi mesela? Köprü trafiği kelimesi sözlüğümüzden çıkardı. Şehir gerçekleşen projeler kadar gerçekleşmemiş projelerdir de. Bir şehrin üzerinde gerçekleşmeyen hikayelerin kaydını tutmak da zor. 3. köprü için yapılan itirazlar Boğaz Köprüsü için olmadı zannetmeyin. Dev şehir İstanbul merkezinde mimarlık, mekan ve yazı üzerine bir sohbet.

    Show More Show Less
    45 mins
  • Cem Alpan'la Okuma Üzerine
    Dec 1 2025

    Bir romanın hangi sayfasında tartışma başladığını, hangi karakterin sessizliği bozduğunu, aynı grubun tekrar tekrar hangi sorulara döndüğünü takip etmek aslında yaşayan bir okur etnografisi. Bu veriler, Türkiye’deki 'yeni okur' tipolojisine dair küçük ama yoğun bir harita sunuyor.

    Bu yüzden okuma ritimlerinin geçirdiği dönüşümü, romanın sinema ve dijital kültürle kurduğu gerilimleri, okurun seçmediği yollarla nasıl yüzleştiğini, kolektif okuma arzusunun neden bu kadar arttığını ve modern romanın hâlâ okurun zihninde nasıl bir imge alanı açtığını konuşuyoruz.

    Show More Show Less
    52 mins
  • Nasıl karar veririz? - İlker Küçükparlak ile Seçimlerimiz Üzerine
    Nov 24 2025

    Bu bölümde psikiyatri uzmanı Dr. İlker Küçükparlak ile karar verme süreçlerine, duyguların ve bilinçdışının bu süreçte nasıl rol aldığına bakıyoruz. Gerçekten seçiyor muyuz, yoksa seçim dediğimiz şey bizi çok daha önce şekillendiren mekanizmaların bir sonucu mu? Depresyonda ağırlaşan, anksiyetede aşırı kontrol eden, manide hızlanan karar süreçlerini; duygunun, sezginin ve “içten gelen sinyal” dediğimiz şeyin karar anındaki etkisini konuşuyoruz. Modern hayatın seçim bolluğunda insanın neden bu kadar zorlandığını, kararın nasıl bozulduğunu, neden bazı yolların hiç açılamadığını ve bir hayatın “gidilmeyen yollar” tarafından nasıl şekillendiğini birlikte tartışıyoruz.

    Show More Show Less
    45 mins
  • Asuman Kafaoğlu Büke ile Hamlet ve Othello Yer Değiştirirse
    Nov 17 2025

    Bu hafta Gidilmeyen Yol’da edebiyatın gidilen ve gidilmeyen patikalarını, yavaş okumanın metinle kurduğu derin bağı, eleştirinin görünmez yerlerini ve romanın dijital çağda değişen ritmini düşünüyoruz. Alternatif anlatı biçimlerinin açtığı imkânları, seçimlerle kader arasındaki ince çizgiyi ve kadınların kendi yolunu kurarken karşılaştığı yapısal sınırları tartışıyoruz. Kişisel kırılma anlarının bir hayatı nasıl yeniden biçimlendirdiğine bakarak “gidilmeyen yolların” hem edebiyatta hem hayatta nasıl çoğaldığını konuşuyoruz.

    Show More Show Less
    48 mins
  • Murat Gülsoy ile Yazarın Kendine Mesafesi
    Nov 10 2025

    Edebiyatın gidilen gidilmeyen yollarını konuşuyoruz; yazının yönünü bilmediğimiz bir yere yürümek olarak düşünerek sezgi, merak ve hatırlama arasındaki geçişlerde duran karakterleri; gitmekle kalmak, unutmakla hatırlamak arasındaki eşikleri; metnin okurla kurduğu açık alanları, yazarken müzikle ve iç seslerle kurulan bağı, yazarın kendine olan mesafesini ve bu mesafede kendini yeniden üretme ya da silme hâllerini tartışıyoruz.

    Show More Show Less
    42 mins
  • Sena İmer ile Yolda Kaybolmak: Ev Neresi?
    Nov 3 2025

    Sebald’dan Modiano’ya, Wenders’tan Jarmusch’a; tren camına adını yazıp kaybolmanın, sonra “ev”e bambaşka bir yerden dönmenin sohbeti. Şehir bizi mi seçer, yoksa biz mi onu? Tokyo’nun sezgisi, İstanbul’un katmanları, Sophie Calle’in acı defteri ve Boym’un nostaljisi eşliğinde gündelik bir yürüyüş.

    Bu bölümde “yol”u mutluluk vaadi değil, hafızayı açan bir eşik gibi konuştuk. Sebald’ın yürüyüşleri, Modiano’nun sisli sokakları, Wenders’in Paris, Texas’ı ve Jarmusch’un Paterson’ı aynı masada buluştu; Chris Marker’ın Güneşsiz’iyle şehirlerin sezgisel yanına uğradık. Zen’deki koan gibi, “tek elle alkış” sorusunu şehirlere uyarladık: Tokyo nasıl bir sezgi, İstanbul nasıl bir katmanlar bütünü? Rebecca Solnit’ten kaybolmanın yaratıcı hali, Sophie Calle’den karşılaşmalar ve Mona Hatoum’dan mesafeyle kurulan ev hissi geldi; Boym’un “reflektif nostalji”siyle “ev”in adresini duyguda aradık. Zorunlu göçün hikâyelerini de unutmadık; “Hakim’in Yolculuğu” ile yolun her zaman seçilmiş olmadığını konuştuk. Son sorumuz basit: Ev neresi—yer mi, yoksa geri döndüren his mi?

    Show More Show Less
    43 mins